11 Mart 2010 Perşembe

sayın blog ödülleri 2010

Yarışmanıza katılma formu hk.

1. Cep telefonum yok, başkasınınkini kullanmak zorunda kaldım.
Cep telefonu kullanmayan biri blogger olamaz mı?
2. Veterinerler, hemşireler, tıbbi mümeesiller biyologlar blog yazarı olabilirken doktorlar olamaz mı?
3.Mikrobloglardan hiçbirini hiçbir zaman kullanmıyorum, ama birini işaretlemeden geçemiyorum.
anket dediğin, eğer gerçek bir sonuç istiyorsan gönüllü olur.
zorla yaptırılan anketin sonucuna inanılamaz.

Saygılarımla
M Gandhi, MD

9 Mart 2010 Salı

Sayın Şenay Düdek

(Konuk yazar Bay Winston)

Şenay Hanım,

Hürriyet gazetesini çocukluğumdan beri okurum. Siyasi eğilimlerine her zaman katılmamış olsam da tartışmasız Türkiye'nin en büyük gazetesi ve aynı zamanda önemli kamu oyu oluşturucularından biridir Hürriyet.

Yine en başından beri Ege ilavesini de yaşadığım kentin bir yerel gazetesi gibi görür ve okurum. Bu ilavede yazmaya başladığınızdan beri sizin de yazılarınızı izliyorum. Ancak, yazılarınızda bir konuda büyük hayal kırıklığına uğruyorum, ve sonuda bunu dile getirmeden edemeyeceğimi anladım.

Şenay Hanım, sık sık yılların gazetecisi olmakla övünen siz daha iyi bilmelisiniz ki, hayatını yazı yazarak kazanan birinin dile saygı duyması ve iyi kullanması gerekir. Gerek üslubunda, gerekse dil bilgisi ve yazım kuralları konusunda hata yapmaması gerekir. İstemeden yaptığı hataları yazı baskıya gitmeden düzeltmek için çaba göstermesi gerekir. Ayrıca özellikle Hürriyet gibi bir gazetede yazı işlerinin ve yayın yönetmenlerinin de basılacak yazıların tamamının hatasız olduğundan emin olması gerekir.

Ancak sizin yazılarınızın hemen hemen tamamında ciddi yazım ve dilbilgisi hataları görüyor ve buna çok üzülüyorum. Bu durumu size ve gazetenize yakıştıramıyor ve sizin adınıza hicap duyuyorum.

Bu hataların yoğun olduğu alanlar dahi anlamındaki -de ile ismin de hali olan -de kullanımı (örnek "adı ben de saklı"), yine -ki bağlacı ile -ki ekinin karıştırılması (örnek: "benim ki" , "taki"), sessiz uyumu (örnek: "alsancak'da"), öznesiz, cumle özelliği taşımayan cümleler (örnek: "Tam 30 yıldır ne engerek yılanlar gördüm. Sokmak için tıslayan."), yanlış fiil kullanımları (örnek: "Onun en büyük hatası şöhreti taşıyamadı.", başı sonu birbirini tutmayan cümleler (örnek: "Kısacası acilen, bu araçların kaldırılıp, trafiğin akışı sağlanmalı." veya "Konak Belediyesi bir an önce görevini yapması gerekir.") olarak özetlenebilir.

Size önerim bu konuda kendinizi geliştirmek için mevcut olan bir çok kaynaktan birinden faydalanmanızdır. Örneğin Türk Dil Kurumu'na başvurabilir, ilköğretim okullarının Türkçe kitaplarından yararlanabilir, ya da gazetenizde yazı işleri bölümünde çalışan kişilerden yardım alabilirsiniz. Öğrenmenin yaşı yoktur.

Yok, benim öğrenmem için çok geç diyorsanız , en azından yazılarınız yayınlanmadan önce bir editöre gösterebilirsiniz. Bu şekilde yazılarınızda sıkça yer alan ve Hürriyet gibi bir gazetede görülmesi bence ayıp olan yazım ve dil bilgisi hataları düzeltilmiş olur.

Yazdıklarımın sizi kırmadığını umarım. Yıllardır satın aldığım gazetede yayınlanan yazıların kalitesi konusunda söz hakkım olduğunu düşündüğüm için bu satırları yazmak gereğini duydum.

Size ve tüm Hürriyet İzmir kadrosuna başarılar dilerim.

W. Churchill

Sayın Churchill! Sizin asla samimi olduğunuza inanmıyorum. Yazılarımla sanırım bir yakınınızın canını yaktım. Tam 30 yıldır ödül almış bir gazeteci olarak fikirlerinizi önemsemedim. Ayrıca İzmir’e fazla bir yazar olduğuma inanıyorum. Sakın üzülmeyin, Hayatta üzülecek başka sorunlar var. Üniversitelerde konferanslar veren biri olarak yeni gelişen dil bilgisi kitaplarından biraz yararlanmanızı ben size öneriyorum. Bu arada sakın yanlış anlamayan ben her türlü eleştiriye açık biriyim. Belli ki yazılarımı kusur aramak için özellikle okuyorsunuz. Bence gazeteyi çok ama çok dikkatli okuyun. Birinci sayfa haberleri dahil olmak üzere. Amacınız beni kırmak ise başarılı olamazsınız. Çünkü kendine çok güvenen biriyim ne yazık ki. Bu güne değin Türk basınında üst düzeyde çok insan yetiştirdim, gururluyum. Her şeye rağmen sevgiyle kalın, kendinize çok iyi bakın. Yine de teşekkürler!
Şenay Dudek



Sayın Düdek,

Sizin yazılarınızla canı yanabilecek kişiler arasında benim yakınlarımdan kimse yer almaz, zira ben çok daha mütevazi çevrelerde rahat eden biriyim. Ayrıca yazılarınızın içeriğinde ve parmak bastığınız konularda bu güne dek eleştirdiğim hiç bir husus yok. Tam tersine bir çoğuna ben de imzamı atarım.

Sizinle her hangi bir tanışıklığım ya da sizi kırmayı amaçlayacak bir sebebim de yok. Bu yüzden samimiyetime inanabilirsiniz. Ama eleştiriye açık olduğunuzu kendi vicdanınızda sorgulayın bence, zira yazdıklarınız aksini gösteriyor.

Ben bir çok kişiye benzer mektuplar yazdım. Bunu kimseye kişisel garezimden ya da egomu tatmin için değil, bilinçli ve sorumlu bir vatandaş ve tüketici olmanın yaşamın her alanında sesini yükseltebilmekten geçtiğini bildiğimden yaptım.

Ben ne sizin bir magazin gazetecisi olarak kariyerinizin parlaklığını sorguladım, ne de yazılarınızda kusur bulmaktan haz duydum. Tam tersine üzüldüm. Yazılarınızdaki basit hataları gazeteyi benim gibi dikkatli okuyan başkaları da görüyordur mutlaka ve bu da sizin kariyerinizle bağdaşmayan bir tablo çiziyor. Üstelik bu düzeltilmesi zor olmayan bir durum. Ben sadece bunu vurgulamak istedim. Tevazuyla dengelenmemiş bir özgüven bazen böyle sonuçlar doğurabilir zannımca.

Sanırım sizi kırdım, amacım bu olmasa da. Lütfen özürlerimi kabul edin. Kariyerinizin daha da parlayarak devam etmesini içtenlikle dilerim.

En Samimi Saygılarımla

W.Churchill