22 Ekim 2009 Perşembe

Sayın Ercüment İşleyen (Milliyet Gazetesi internet editörü)

Gazetenizin internet sitesini uzun süredir takip etmiyordum
bugün aklıma geldi bir bakayım dedim
Midem bulandı!
Ölü çocukların, alışveriş sepetlerine atılmış cesetlerin fotografları, çıplak kadın fotografları, mankenlerin vücut ölçüleri...
Bunlara resmen pornografi denir.
Yanlış anlaşılmasın pornografiye asla karşı değilim, ama bunun haber veriyorum havalarında bu kadar aleni sunulmasına karşıyım
Bir site yaparsın milliyetporno diye. girerken uyarır, isteyen girer, istemeyen girmez
Bu yaptığınızdan utanmalısınız
Bu siteyi yayına hazırlayanlar etrafta gazeteciyim diye dolaşıyorsa daha da ayıp!
Milliyet'in yıllar içinde oluşmuş adını konumunu kendi kendine bu kadar sabote etmesini anlamakta güçlük çekiyorum

M.G.

Sayın Kemal Hoca(Yeni Asır şikayet köşesi yazarı)

Sayın Kemal Bey,

Ben İzmir'de yaşayan bir vatandaşım. Spor yapmak amacı ile bazı akşamlar bisikletle Bornova- Üçkuyular güzergahında gidip geliyorum. Bu güzergahta bisikletle gitmek tahmin edersiniz ki çok güç, ama yılmıyorum.
Örneğin Alsancak Bornova viyadüğüne geçen yıl beton bariyerler kondu. Bunların Alsancak ucu bir bisikletin geçebileceği kadar açık olsa bariyerlerin ardından kısmen güvenli bir seyahat yapabileceğiz. Bunu Büyükşehir belediyesine beş kez yazdım. Bu arada bariyerlere en az 10 kez çarpıldı (Allahtan araya bir bisikletçi sıkışmadı) On kez vinç geldi blokları düzeltti ama bir bisiklet geçebilecek aralık açmadılar. Açmadıkları gibi rögar kapaklarını da söktüler ki ön tekeri içine giren bisikletçi yanından geçen tırın altına girsin.
Pekala, olabilir...
Belki de bisiklete binilmesini istemiyorlardır.
Esas olan motorlu taşıtların rahat gitmesidir. (Belediyelerin halkın sağılığını koruma görevi de vardır ama...)
Bugün size bu mesajı yazma sebebim bu değil. Yine en az beş kez Belediyeye şikayet ettiğim ve gereğinin yapıldığını belirttikleri kronik bir sorun. Pasaporttaki kafelerin kaldırım işgalleri:
Pasaporttaki Kalender Nostalji gibi mekanlar 3-4 sıra masayı yan yana dizerek bütün kaldırımı işgal ettikleri gibi belediyenin her nasılsa yaptığı bisiklet yolunun üzerine de nargile mangallarını, servis masalarını koyarak tam bir tıkaç oluşturuyorlar. Kaldırımda yürüyenler omuz omuza bu dar aralıktan geçmeye çalışıyorlar.
Ben artık belediyeden umudu kestim, günahları boyunlarına ama neden bu işgali önlemediklerini tahmin edebiliyorum,
Geçen gün bir minibüs dolusu BŞB bağlı zabıtayı arabanın içinde esner görünce dayanamadım yanlarına gidip niçin gözlerinin önündeki bu işgale müdahele etmediklerini sordum.
Zabıtalar bin dereden su getirdikten sonra (söylediklerine göre oraya kırmızı bir çizgi çizilecekmiş-dalgalı otantik kaldırımın üzerinde ne büyük bir çirkinlik!, çizgiyi aşan masaya ; çat anında ceza yazacaklarmış) müdahele etseler de 20 dakika sonra eski haline geleceğini söyleyebildiler.
Benim ısrarlarım sonucu, bir tanesi ekip amirleri Hakan Şahin adlı zabıtayı aradı, şikayet olduğunu söyledi. Amir de anladığım kadarıyla salla gitsin dedi. Baktım birşey yapacaları yok, bir de size yazayım dedim.

Ben bu şehirde insanca yaşamaya çalışan bir birey olarak çaresizim. bana ait olan kaldırımdan geçmek için neredeyse izin almak zorunda kalacağım.
Lütfen sesimi duyunuz, duyurunuz.

Saygılarımla

M.Gandhi


DSC06988.JPG

1 Ekim 2009 Perşembe

Sayın Toprak Masulleri Ofisi Bölge Müdürlüğü

Sayın Yetkili
Bugün Alsancak'taki satış ofisinizden yağ ve pirinç aldım, karşılığında satış fişi verilmedi.
Ortam kalabalık değildi, sıra yoktu.
Lütfen gereğini yapınız.
Bir daha aynı hususun tekrarında size değil, maliyeye yazacağım.
M.G.